Teknik Direktörümüz İsmail Kartal, Takımımızın deplasmanda karşılaştığı Trabzonspor’u 3-2 mağlup etmesinin yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Öncelikle şuradan başlayacağım: Son 3 maçımızı Avrupa ve Pendik maçları, 118 km ve üzeri koşan bir takımım var ve %10’nu da yüksek şiddetli koşularla tamamlamışız son 3 maçımızı. Ülke puanına katkı vermişiz. Avrupa’da çeyrek finale kalmışız. Ülkemizi temsil eden tek Türk takımıyız. Buraya da bu kadar yıpranmış, bu kadar mücadele ederek gelmiş bir takımla bu akşam maça çıktık. İlk yarı oyunu planladığım gibi ve biz de bu maçın analizini çok iyi yapmıştık. Santim santim Trabzonspor’u iyi analiz ettik. İlk yarıda oyunun kontrolü tamamen bizde olan bir başlangıçla 2-0 öne geçtik. İkinci yarı başladığında Serdar Aziz’in kasığında bir problem vardı. Mecbur bir değişiklikle Jayden’ı oyuna aldık. Daha sonra hiç beklemediğimiz, anlam veremediğim şekilde burada bu akşam tribün saldırısına uğradık. Kanatlarda özellikle beklerimizin ve kanatlardan ilk yarı iyi bir performans ortaya koymamıza rağmen sahaya bu kadar şişe ve maddelerin atılması bizim oyunumuzu etkiledi. Biz de teknik direktör olarak buradan nasibimizi aldık. Benim bir kafama bir de vücuduma bazı ufak demir ve su şişeleri geldi. Ama biz, provoke etmedik. Yere yatmadık, kendimizi de atmadık. Hatta sahanın içine atılan su şişelerini kendim de toplayarak futbola hizmet etmeye çalıştık ve biz sahanın içinde kaldık. Daha sonra maç 2-2 oldu. Sonradan yapmış olduğumuz hamlelerimizle maçı kazanmasını bildik. Maçtan sonra ben, Trabzonsporlu futbolcuları tebrik ettim. Oyuncularımı tebrik etmeye başlamıştım. O ara arka tarafta oyuncularım sahanın ortasında sevinmeye başladı. Birdenbire tribünlerden sahaya giren insanların oyuncularımıza saldırmaları, ortalık karıştı, koridor karıştı… Şimdi biz namağluptuk ve Kadıköy’de Trabzonspor’a, 22. maçımızda 3-2 mağlup olduk. Maçtan sonra Trabzonsporlu futbolcular kendi oyuncularını havaya atıyorlardı, seviniyorlardı. En doğal hakları. Bizim ne tribünlerimizden ne bizden hiçbir tepki almadılar. Hiçbir karşılık görmeden maçı bitirip rahat rahat stattan ayrıldılar. Neden, biz burada galip geldiğimiz zaman bu olaylar oluyor? Bunları anlamış değilim. Sonuçta iki kulübümüzün başkanları, yöneticileri aramızda hiçbir şey yokken, neden biz, Trabzonspor ile bu kadar sürtüşme içerisindeyiz? Neden bu kadar karşı karşıya geliyoruz, anlamış değilim? Söylüyorum, biz Kadıköy’de mağlup olduk, 21 maç üst üste kazandık, namağluptuk. İlk mağlubiyetimizi Trabzon’a aldık ve biz Abdullah Avcı, ekibini ve Trabzonspor’u tebrik etmiştik. Aynı şeyi onlar da orada yaptı ama bizden orada hiçbir tepki almadılar. Neden, bizim oyuncularımızın sevinme hakkı yok mu? Tribüne gidip kötü bir hareket yapar, eyvallah. Onun cezasını zaten ben veririm, ona müsaade etmeyiz. Trabzonspor takımı, camiası büyük bir camiadır, Fenerbahçe takımı büyük bir camiadır. Bunların olmaması gerekir. Özellikle 60.dakikada oyuncumun kafasına bir madde geliyor ve maçın iptal, tehir edilmesi gerekirdi. Bu da olmadı, bu şartlarla hakemler maçı bitirmeye çalıştı. Biz de sahanın içinde kalmaya çalıştık. Sonuçta galip geldik. Keşke maçtan sonra böyle görüntüler olmasaydı. Ne Trabzonspor ne de Fenerbahçe camiası… Bu maçlar devam edecek, bunların olmaması gerekir. Spor, futbol dostluktur, arkadaşlıktır. Hepimiz bu ülkenin insanlarıyız. Birazcık daha sağduyulu olmamız gerekiyor, birazcık daha sakin olmamız gerekiyor. Sonuçta burada hepimiz Türk futboluna hizmet etmeye çalışıyoruz. Bugün çok öneli bir galibiyet, buna ihtiyacımız vardı. İlk devre istediğimiz oyunla bunu hak ettik. Daha sonra da anlattıklarımdan dolayı bizim oyunumuz durdu ve oyunumuz durunca da maalesef istenmeyen olaylar oldu. Birkaç hafta önce de burada maç oynandı. Orada da mağlup olmasına rağmen hiç böyle bir tepki görmedi, ne tribünler ne de saha içinde! Neden bize oluyor? Bunlar neden Fenerbahçe’ye oluyor? Biz, ne yaptık da bu kadar Fenerbahçe’ye karşı bir algı var? Bir hırsla bize karşı burada bir saldırı var! Biz bugün resmen ikinci yarıda tribün saldırısına uğradık! Ben hayatımda ilk defa böyle bir şey yaşadım ki o kadar futbolculuk ve antrenörlük kariyerim oldu. Sonuç olarak yine de Trabzonspor takımına başarılar diliyorum. Oyuncularımı tebrik ederim. Böyle bir ortamdan, böyle bir atmosferden yani çok zor şartlar altında aldığımız 3 puan için oyuncularımı tebrik ederim. Camiamıza armağan olsun.
Benim kafamda hafif bir şişlik var, alışığım. Ben sokakta yetişen bir insanım. Ben provoke edecek bir insan da değilim. Ben de Karadeniz çocuğuyum. Sonuçta futbola hizmet etmek isteyen bu ülkenin bir insanıyım. Yere yatıp rol yapan bir adam da değilim, hayatım boyunca da olmadım. Futbolun içinde kalmaya çalıştım. Omzumda da kafamda da hafif bir şişlik vardı, önemli değil. Ben bugün sahanın içinden şişe topladım. Ben de yere atardım kendimi, maçı provoke de edebilirdim. Biz öyle bir adam değiliz, öyle bir insan da değiliz. Bizim amacımız futbolu güzelleştirmek, futbola hizmet etmek. İçeride birkaç antrenörün çenesi şişik, dudağı, ağzı patlamış. Böyle mi olması lazım? Bunları mı anlatalım? Oğlumun kafası şişmiş, vurmuşlar burada! Nasıl olacak bu iş? Nasıl düzelteceğiz bu işleri? Fazla da konuşmak istemiyorum.”