Yargıtay 5. Ceza Dairesi, Futbolda şike davasında aralarında eski Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Abdullah Başak, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Ahmet Çelebi’ye verilen beraatleri onadı.
Daire, 36 sanıklı davadan dosyası ayrılan sanıklar Aziz Yıldırım, Abdullah Başak, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Ahmet Çelebi’nin beraatlerine ilişkin yerel mahkeme kararına karşı, Trabzon Kulübü Derneğinin temyiz istemini karara bağladı.
Daire, aralarında eski Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın da bulunduğu 4 sanık hakkında verilen beraatleri oy birliğiyle onadı.
Dairenin kararında, iletişimin tespiti kararlarının ardından alınan ses kayıtlarının Aziz Yıldırım tarafından kabul edildiği ancak Yıldırım’ın bu ikrarının hukuka uygun şekilde tespit edilmediği belirtildi. Kararda, bu nedenle iletişimin tespiti kararlarının, suçun sübutunda delil olarak değerlendirilemeyeceği ifade edildi.
Kararda, “Hukuka aykırı nitelikteki bu deliller dışlanarak mevcut delillerin değerlendirilmesi suretiyle Aziz Yıldırım, Abdullah Başak, Ahmet Çelebi ve İlhan Yüksel Ekşioğlu’nun atılı şike ve teşvik primi suçlarından mahkumiyetlerine dair hükümlerin, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 323/1 maddesi gereğince iptali ve hükümlülerin isnat edilen suçlardan beraatlerine ilişkin yerel mahkeme kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir.” denildi.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi, diğer sanık Selim Kımıl hakkında Giresun FM’in sahibi Mustafa Cici’ye yönelik tehdit suçundan verilen mahkumiyet hükmünün temyizini de karara bağladı. Daire, Kımıl’ın avukatının temyiz istemini reddederek mahkumiyet kararını onadı.
Fenerbahçe Kulübü, konuyla ilgili açıklama yayınladı.
Fenerbahçe’den konuyla ilgili yapılan açıklama şöyle:
‘Biz Fenerbahçeyiz” diyenlerin bir araya geldiği; şanlı tarihimize sürülmek istenen lekenin gözyaşlarıyla, alın teriyle, sevdasıyla yıkandığı şanlı direnişimiz, BUGÜN BİR ZAFER OLDU!
Haksızca hukuksuzca milyonların canını yakanlar, Fenerbahçe şike yaptı diyenler bugün bir daha hatırlanmamak üzere tarihe gömüldüler!
AMA BİZ
Hep hatırlayacağız;Haksızlığı,
Onursuzluğu;
Yüreksizliği,
Kulübümüze ve camiamıza reva görülen muameleleri
Alın terine ve ülkesine ihanet edenleri!Hiç unutmayacağız, unutturmayacağız;
Büyük Fenerbahçe’nin, büyük Fenerbahçe taraftarının soyluluğundan doğan ve vicdanları ‘tertemiz alın teri’ ile dolduran kuvvetini!
Ve bugün;
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekiplerin yapmış olduğu hedefi ve maksadı belli olan teknik ve fiziki takip inceleme neticesinde dönemin FETÖ polisi, savcısı, hakimi, medyası tarafından dört bir koldan 3 Temmuz 2011 tarihinde başlatılan,27 Mart 2017 tarihinde ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “Beraat kararlarının onaylanması ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararın onanması” yönünde tebliğ yaparak dosyayı davanın görüşüldüğü Yargıtay 5. Ceza Dairesi’ne göndermesiyle devam eden ve
BUGÜN YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ, TEMYİZ İNCELEMESİNİN sona ermesiyle VİCDANLARDA TERTEMİZ olan CAMİAMIZ, HUKUK önünde de artık TERTEMİZ!
Yazılanların, çizilenlerin ve suçlamalara inananların aksine 3 Temmuz’dan bugüne Başkanına, Yönetimine, sahadaki alın terine sahip çıkan ve inanan camiamız, 10 yılı aşkın süredir devam eden ‘ONUR VE HUKUK’ mücadelesini kazandı.
Başkan ve yöneticilerimizi demir parmaklıklar arkasına tutsak etmeye çalışsalar da, ekonomik çöküşümüzün fitilini yakmaya çalışmış olsalar da; bir asrı aşan gücün, şanın, mücadelenin adıdır, Fenerbahçe!
Dününde gücünü taraftarından aldığı gibi yarınlarına da taraftarının coşkusuyla yürüyen Sivil Toplum Kuruluşu’dur, Fenerbahçe!
Fenerbahçe, direndi!
FETÖ tarafından kurgulanan, en küçük ayrıntısına kadar milyonları ele geçirmenin hesabının yapıldığı bu kirli düzenin başkaldıranıydı, Fenerbahçe!
Vatan’da, Metris’te, Çağlayan’da, Silivri’de; Anıtkabir’de, Cadde’de, Köprü’de, Tribün’de… polis ablukasında, gencinden yaşlısına kadınından çocuğuna yenen biber gazında, karanlık gecenin sessizliği Fenerbahçelilerin gözyaşları ve Fenerbahçelilik sevdasıyla bozuldu.
Evlerinden alınan yöneticilerimiz, operasyoncular tarafından didik didik aranan kulübümüz ve buna ses çıkarmayacağını düşündükleri milyonlarımız vardı.
Ama o ses yeri geldi ‘cezalı maç’ diye kadın ve çocukların mabedimizi dolduruşu oldu; yeri geldi Metris’i mesken tutanların ‘bu Fenerbahçe’nin onur mücadelesidir’ deme şekli.
UEFA’nın Futbol Takımımız için verdiği Avrupa kupalarından ‘men’ kararı karşısında da bir oldu Fenerbahçeliler; Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılmasıyla birlikte verilen hükümlerin, artık yalnızca esastan değil, şeklen de gayrimeşru oluşu karşısında da haklı mücadelesine devam etti.
Her bir paydaşımızla 10 yılı aşkın süredir verdiğimiz bu mücadelede öyle şeyler yaşadı ki kulübümüz, taraftarımız, camiamız ama o büyüklüğünden hiçbir şey kaybetmediği gibi en önemli değerlerimizden olan derneklerimizin çalışmalarıyla da gücünü perçinledi.
Vicdanlarının emirlerine muhalif, millî namuslarına aykırı hareket edenler şunu kabul etmeli ve şuna inanmalıdır ki;
Fenerbahçe,
Fenerbahçeliler,
Ve Fenerbahçelilik,Televizyonda ahkam kesenlerden(!), rüzgara göre hareket edenlerden (!) gazetelerde köşelerine sığınanlardan(!), devletin içine sirayet edenlerden(!)… çok ama çok daha büyüktür ve yenilmezdir.
Milyonların yüreklerini kanatanlar için ilk gün ne dediysek bugün onu yaşıyoruz ve bu yolun sonunda parlayan mutluluk güneşi artık bütün açıklığıyla görülmektedir. Bu camia da o güneşe ulaşmıştır.
3 Temmuz Fenerbahçe’nin kırmızı çizgisidir; 3 Temmuz Fenerbahçe’nin duruşudur ve bizler bu duruşu hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz. Bu duruşumuz tarihin sayfalarında altın harflerle yer alacaktır.
Sarı ve Lacivert’in etrafında bir nehir gibi coşup taşan, mücadeleyi kabul etmiş bizler; bütünlüğümüzü ve bağımsızlığımızı tehdit eden hukuk dışı birtakım tutkulara inancımız, irademiz ve kararlılığımızla en güzel cevabı; dün de verdik, bugün de veriyoruz, yarın da vereceğiz.
Ve biz;
‘Biz Fenerbahçeyiz” diyenlerdeniz…ŞİMDİ HESAP ZAMANI…
Son yorumlar