Röportajdan öne çıkanlar şu şekilde:
“İyi bir başlangıç yaptık fakat daha birçok maçımız var ve çok daha iyi olmalıyız. Sonuna kadar savaşmalıyız ve playofflara iyi bir pozisyonda kalmalıyız. Koç bize kendi mentalitesini, felsefesini öyle iyi aktardı ki kim giderse ya da kalırsa kalsın aynı şekilde başarılı oluyor, seviyemizi koruyoruz. Her gelen oyuncu aynı mentaliteyi kazanıyor, bizim nasıl çalıştığımızı görüyor. Aynı seviyeye gelmek için onlar da hızlıca adapte olmak istiyorlar.”
“Koç ile çok iyi bir ilişkimiz var. Bu basketboldan öte bir şey. Birbirimizi çok iyi anlıyoruz. Bir sorunum olduğunda ona gidebiliyorum ve onun tavsiyesini isteyebiliyorum. O her zaman yanımızda ve bize yardımcı olmaya çalışıyor. Ona çok teşekkür ederim, zaten çok uzun zamandır beraberiz ve bu yıllarda da ilişkimizi geliştirdik.”
“Türkiye’ye gelmeden önce ailem buradan ne bekleyeceğini bilmiyordu fakat ben hiç böyle şeyler hissetmedim. Fenerbahçe‘nin ne kadar büyük bir kulüp olduğunu biliyordum. Normal beklentilerim vardı. Burada her şeye alıştım. 5 yıldır hala Türkçe öğrenemedim. Belki oğlumla birlikte ben de öğrenirim.”
“Kostas Sloukas ile gerçekten özel bir ilişkimiz var. Sahadaki iyi ilişkimiz de saha dışındaki ilişkimizden geliyor. Bu sahada daha iyi iletişim kurmamızı sağlıyor. Birbirimizin ne istediğini sadece bakışarak anlayabiliyoruz.”
“Ben gerçekten FIBA ve EuroLeague arasındaki kavga ile ilgilenmiyorum. Savaşmak, kavga etmek istiyorlarsa edebilirler. Sonuçta şu noktada biz hiçbir şeyi değiştiremiyoruz. Yazın Dünya Kupası elemelerinde oynadım. Fenerbahçe benim patronum sonuçta ben onlardan maaş alıyorum, o yüzden benim sezon içinde milli takıma gitmem mümkün değil.”
“Şu anda 5 numara oynamak bana daha rahat geliyor çünkü bu pozisyonda oynuyorum burada. 3 numaralı pozisyonda da oynadığım için şu an takım arkadaşlarımın o pozisyonda nasıl olabildiğini daha rahat anlıyorum. Kolay olmadığını biliyorum ve bu benim onları daha iyi anlamama yardımcı oluyor.”
“Orta mesafe ve serbest atışım konusunda yazın çalışmam oldu fakat özellikle bunlar üzerine değil. Daha önce olduğundan biraz daha fazla çalışıyorum diyebilirim. Her geçen yılda daha odaklı ve daha rahat olabilirim bu yüzden yüzdem de bir artış var.”
“Partizan’da 3 numara oynadığım için uzun şutlar ve atışlar kullanmam gerekiyordu. NBA‘deki sürecim çok mutlu olmadığım bir süreçti. Serbest atışlarda da %20 gibi bir yüzdem vardı. Bunlar teknik değil daha çok mental sebeplerdendi. Fenerbahçe‘ye geldiğimde Obradovic bana bir şans verdi ve tekrar basketbolu sevdirdi diyebilirim. NBA‘de bulunduğum süreçte basketboldan soğumuştum ve çok mutlu değildim. Bana 4-5 numaranın daha iyi uyacağını düşündü ve şu an uzun mesafe atışları da pek kullanmam gerekmiyor. Ama her sene kendimi geliştirdiğim gibi bunda da ileride kendimi geliştirebilirim.”