Bedri Baykam’ın Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde ‘ADD Başkanı’na yakışmayan tavır’ başlığıyla bugün (22 Kasım Perşembe günü) yayınlanan yazıda, ADD Başkanı Süheyl Batum’un Fenerbahçe’ye karşı sarfettiği sözler üzerinden kendisini eleştirdi.
Bedri Baykam’ın köşe yazısı şu şekilde:
Hayatta yazdığım zor metinlerden biri bu. Şanssız bir şekilde karşı karşıya gelen ADD ve Fenerbahçe’nin üyesiyim, hatta gönül bağıyla bu kurumlara sonsuza dek bağlıyım. Sessiz kalmamı gerektirecek başka nedenler de var. Olayın tetiğini çeken ADD Başkanı Süheyl Batum, yakın dostum. Değerli bir hukuk insanı, siyasi olarak aynı bölgede yer aldığım bir insan. Ancak rahmetli Muammer Aksoy ile ADD’nin kuruluş çalışmalarından beri sürdürdüğüm dostluğumuz ve bu projeye bağlılığım, sessiz kalmamı imkânsız kılıyor. Aksoy, ADD’yi, toplumu Atatürkçü düşünce etrafında birleştirmek için kurdu. Ayrıştırmak için değil. Fenerbahçe’nin kendisine ve yönetimine alçak kumpaslarla saldıran FETÖ ile neler yaşadıklarını tarih tüm detaylarıyla yazmışken, o satılmış hâkim ve savcılar alçak senaryolarıyla Aziz Yıldırım’ı bir yıl hapiste tutmuş ve Fenerbahçe’ye kan kusturabilmek için her şeyi yapmışken, Fenerbahçe tartışmasız şekilde yıllardır Atatürk’e, Anıtkabir’e ve Cumhuriyete en yakın mesajları vermiş olan kurumken, bir de bunun üstüne defalarca en zarif şekilde, “Önemli olan Atatürk’ün hangi takımı tuttuğu değil, hangi takımın onun izinden gittiğidir” diyerek duruşunu belli etmişken… Süheyl Batum’un saldırgan tweet’i ortalığı ateşe verdi! Batum’un sarı lacivertlilere reva gördüğü sataşma, ne yazık ki gerçeklerden fersah fersah uzak. Normalde Batum’un Fenerbahçe’ye liyakat madalyası takıp doğal müttefiki ilan etmesi ve her takımı bu çizgide ilerlemeye davet etmesi lazım. Ergenekon ve Balyoz davalarından içeride yatan koyu Galatasaraylılar bile, Silivri davaları boyunca Fenerbahçe camiasının sağlam duruşu karşısında Fenerbahçe forması ile fotoğraf çektirip sürekli bu formalarla dolaşmışlardı.
Batum’un kabullenemediği hatası şu: Kendisi ADD Başkanı olmasına rağmen, “Galatasaray’a haksızlık yapıldı, Terim veya Şaş veya futbolcular ceza almamalıydı” diyebilir. “Fenerbahçe boş yere olay çıkardı” diyebilir. Bu tavrı Galatasaray Lisesi’nden oluşuna verip, sayfayı çeviririm. Hatta kendisine ve belki çoğu Galatasaraylıya göre haklı da olabilir. Ama Batum, konuyu futbol ve disiplin bölgesinde bırakmayarak, Fenerbahçe’ye siyaset ve FETÖ kiri üzerinden bindirmeye kalktığında neler yaşanacağını, toplumu nasıl affedilmez şekilde böleceğini hiç göremedi.
Şimdi ADD ve Fenerbahçe arasında yaşanan kavga, aslında toplumumuzda görülen yıkıcı bir ayrışma sendromunun hortlamasından başka bir şey değil. Ne yazık ki Türkiye’de sol ve Atatürkçü kişi veya kurumlar, birbirlerine tuzak kurma, dayanışma ruhundan uzaklaşma ve düşmanlara keyif verme konusunda birbirleriyle yarışmaya bayılırlar.
Burada Fenerbahçe’ye haksızlık yapmak istemem. Aslında yaşanan sorun, Fenerbahçe ve ADD arasında değil, Süheyl Batum ve Fenerbahçe arasında. Ne yazık ki, ADD’nin Yönetim Kurulu, bu konuda işleri sakinleştirip Batum’u özür dilemeye ve olayın etkisini azaltmaya teşvik edeceklerine, hangi mantıkla yazıldığı belli açıklamalarla yarayı derinleştirme yoluna gittiler. Daha kötü bir seçim olamazdı. Gerçi yönetimden dört üye (Tansel Çölaşan listesinden) sağ olsunlar gerçekleri açıkça ifade ettiler; ancak bu, ADD içi hesaplaşma havası verdiğinden, toplum içindeki tepkiyi dindiremedi.
ADD’ye kuruluşundan itibaren üye olup katkı verdim. Yurdun her yerinde konuşmalar yaptım, sayısız il ve ilçede… Rahmetli kurucusu Muammer Aksoy’la o kuruluş yıllarında, 1988-1989’da, sürekli görüştük, “tehlikenin” son zerresine kadar farkındaydık. Batum’un Fenerbahçe’ye yaptığı ağır sataşma ancak konuları hiç bilmeyen fanatik bir taraftarın söyleyebileceği sözler, bunları Aksoy’un ADD’sinin Başkanı sarf edemez. Ayrıca olayın ardından hatada ısrar, daha da inanılmaz! ADD bu durumu zamana bırakıp geçiştirmeyi aklına bile getirmesin. Bu açık yara kolayca kendiliğinden kapanmayacak. Sevgili Batum, eminim bu ülkeye daha çok hizmetler yapacak, ama devirdiği çamların farkına vardıktan sonra. Şu dönemde kendini dinlenmeye almasının ADD açısından daha hayırlı olacağını düşünüyorum.